Anasayfa » 28 Şubat Belge ve Raporları » TİHEK 28 Şubat Raporu
Ulusal insan hakları kurumu olarak ihdas edilen Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK), ‘insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, ayrımcılıkla müca- dele ve işkence ve kötü muameleyle etkin mücadele etme’ alanlarında faaliyet göstermektedir. TİHEK’in insan haklarının korunması ve geliştirilmesi misyonu çerçevesinde çok sayıda görevi bulunmaktadır. 6701 sayılı TİHEK Kanunu’nun ‘Kurumun görevleri’ başlıklı 9. maddesine göre; “İnsan haklarının korunmasına, geliştirilmesine, ayrımcılığın önlenmesine ve ihlallerin giderilmesine yönelik ça- lışmalar yapmak” ve “Kamuoyunu bilgilendirmek, düzenli yıllık raporlar dışında, gerek görüldüğünde görev alanına ilişkin özel raporlar yayımlamak” Kurumun görevleri arasında sayılmaktadır.
Milli Güvenlik Kurulu tarafından alınan kararlar ile 28 Şubat 1997 tarihinde baş- layan ve “Post-modern darbe” olarak adlandırılan 28 Şubat süreci, hukukun araçsallaştırılması ile toplumsal düzende farklı veçheleriyle derinden kırılmalara yol açmıştır. Bu post-modern darbe eğitimden çalışma hayatına, siyasetten
örgütlenme özgürlüğü ve siyasi katılıma kadar çok sayıda sivil veya siyasal hak ve özgürlüklerin kullanımını etkisizleştirmiştir. “İrtica ve gericilik” gibi söylem düzenekleriyle üretilen ve soyut bir iç güvenlik tehdidi olarak etiketlenen yapay bir çatışma alanı yaratılmıştır. Bu militaristik ve bürokratik temelli sistematik uygulamalar, dini inançlarından ötürü başta memurlar ve üniversite öğrencileri olmak üzere çok sayıda yurttaşın mağduriyetler yaşamasına neden olmuştur. Türkiye’nin siyasi tarihinde derin toplumsal travmalara ve mağduriyetlere yol açan bu süreç, ötekileştirme ve toplum mühendisliğinin bir tezahürü olarak or- taya çıkmıştır. Ayrıca militaristik ve bürokratik odakların yanı sıra yargı ve med- ya vasıtasıyla vesayet düzeninin idamesi amaçlanmıştır.
28 Şubat sürecinde, insan haklarının yoğun ve sistematik ihlallerine tanıklık edilmiştir. Bu süreçte bizatihi devlet tarafından bir yaşayış tarzı diğerine yeğ tutulmuş, temel insan hakları metinlerinin güvence altına almış olduğu inanç ve ibadet hürriyeti bir tehdit unsuru olarak algılanarak hak ihlallerinin perde- lenmesi amacıyla kullanılmıştır. 28 Şubat süreci, çok kısa bir sürede bertaraf edilmişse de bu dönemde ortaya çıkan ve etkileri devam eden mağduriyetlere dair giderimlerin sağlanması büyük önem arz etmektedir.
TİHEK Kanunu’nun mezkûr hükümleri doğrultusunda, 28 Şubat süreci ile başla- yan ve etkileri devam eden mağduriyetlerin tespit edilmesi ve mağduriyetlerin giderilmesi noktasında yasal düzenlemelerin yapılmasına ilişkin tavsiyelerde bulunulması amacıyla 28 Şubat sürecinde; “görevlerine son verilen, görevlerine iade edilen ancak çalışamadıkları sürelere ilişkin özlük hakları kendilerine öden- meyenler ve görevlerine son verilmediği halde çeşitli şekillerde hak kaybına uğrayanlar” hakkında tematik rapor hazırlanması kararlaştırılmıştır.
Raporlama sürecinde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının resmi verilerinden, aka- demik çalışmalardan, resmi raporlardan ve basın bültenlerinden yararlanılmış; ilgili kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları (STK) ve diğer paydaşların görüş ve değerlendirmelerine yer verilmiştir. Raporlama sürecine çoğulcu bir metodolojik yaklaşım ve katılımcı paydaşlık temelinde görüş ve değerlendirmeleriyle katkı sunan ve destek olan tüm kamu kurumlarının değerli mensuplarına, STK temsil- cilerine ve kurumumuzun değerli personeline şükranlarımı sunuyorum.
Prof. Dr. Muharrem KILIÇ
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı