1997 yılının Şubat ayının 28. günü kararları açıklandığında üniversite son sınıftaydım. Okuduğum mesleki eğitim fakültesi giyim öğretmenliği bölümü münasebetiyle yapmam gereken son sınıf stajını başörtülü bir şekilde il merkezinde yapamayacağım söylendi ve bu konuda baskılara maruz kaldım. Eğer il merkezinde yapmak istiyorsam başımı açmam şartıyla yapabileceğim, açmadığım taktirde kenar ilçelerin birinde yapmak zorunda bırakılacağım söylendi. Nitekim başımı açmadığım için kenar ilçelerden birinde, bir lisede stajımı yaptım. Bu süreç bu şekilde tamamlandı ve sıra mezuniyete geldi. Mezuniyet notum akademide devam edebilmem için gayet yeterli idi. Buna ek olarak LES’ten de ( bugünün ALES’i) gerekli puanı almama ve diğer başvuru şartlarını sağlamama rağmen başvuru sırasında başımı açmam konusunda baskılara maruz kaldım ve başımı açmadığım için başvuru yapamadım. Bu kapının kapandığını anlayınca öğretmenliğe başvurdum ve meslek hayatıma başladım. Herhangi bir sorumsuzluk yapmamama rağmen derslere başörtülü girmem sebep gösterilerek sırasıyla uyarı, kınama, maaş kesimi ve sürgün cezaları aldım. Sürgün cezasını, ön kapısından dahi girmemize izin verilmeyen, asgari sağlık koşullarını sağlamayan bir okul deposunda kendi çabamızla açtığımız çalışma alanında mahallelilere kurs vererek tamamladım. Belirli bir süre sonra akşam vakti usulsüzce açığa alındığım tebliğ edildi. Açıkta kaldığım 3 ay bittikten sonra göreve tekrar başladım ve kısa bir süre sonra 2001 yılının Mayıs ayında görevden ihraç edildim.
